HOŞ GELDİNİZ, DOĞRU YERDESİNİZ

ترجمه و آموزش زبان ترکی (استانبولی، راهنمایی گردش در ترکیه و ایران، رصدها و نظرهای شخصی

قره باغ؛ بیشتر بشناسیم...

قره باغ

نام قره‌باغ از دو کلمه ترکی قره و باغ به معنی باغ سیاه و یا باغ بزرگ بوجود آمده ‌است. قره باغ نه نام یک شهر یا آبادی بلکه نام یک منطقه کوهستانی به وسعت حدود 5000 کیلومتر مربع در داخل خاک جمهوری آذربایجان است. مرکز این منطقه خودمختار، شهر خان کندی است. هرچند خبرها حاکی از آزادسازی قسمتهایی از آن توسط ارتش آذربایجان در درگیریهای اخیر (اوایل آوریل 2016) است ولیکن علیرغم وجود قطعنامه های متعدد بین المللی، بخش اصلی آن و چندین نقطه حائل بین منطقه و ارمنستان، همچنان تحت اشغال نیروهای ارمنستان است.

دوران روسیه تزاری و شوروی

پس از انعقاد قرارداد گلستان و ترکمنچای یا ترکمانچای روسها اقدام به کوچاندن ارامنه ایران به منطقه تحت تسلط خود شدند و ایالات مسلمان نشین ایروان و قره باغ را برای اسکان ارامنه تازه وارد درنظر گرفتند. پس از جنگهای عثمانی و روسیه ارامنه مناطق شرقی امپراطوری عثمانی که همراه روسها علیه عثمانیها وارد جنگ شده و پیروزیهایی بدست آورده بودند پس از عقب نشینی روسها مجبور مهاجرت به داخل مرزهای روسیه شده و ترکیب جمعیتی خان نشین ایروان و قره باغ را به نفع ارامنه تغییر دادند.

وضعیت فعلی

در تقسیمات اداری شوروی بخشی از جمهوری آذربایجان بود. در سال ۱۹۸۸ جنگ ارمنستان- آذربایجان بر سر این منطقه آغاز شد. مدتی پس از فروپاشی اتحاد جماهیر شوروی، جنگ تشدید شد، و در سال ۱۹۹۴ پس از اینکه ارتش ارمنستان این بخش‌ها را به تصرف خود در آورد، جنگ با آتش‌بس تمام شد.

مقامات این ناحیه خود را یک کشور مستقل می‌دانند، ولی تا امروز هیچ کشوری این جمهوری خودخوانده را به رسمیت نشناخته ‌است. سازمان ملل نیز هنوز این بخش را بخشی از خاک جمهوری آذربایجان می‌داند.

در حال حاضر هر چند دیگر در خطوط مقدم آتس بس اعلام شده، اما دو طرف هنوز به لحاظ حقوقی و فنی در وضعیت جنگ علیه یکدیگر به سر می‌ برند و به همین سبب و نیز متکی بودن خود ارمنستان به کمکهای روسیه و کشورهای دیگر، امکان سرمایه گذاری و بالا بردن سطح رفاه در این ناحیه عملاً غیرممکن گردیده است.

خضر ابراهیم، معاون مطبوعاتی وزارت امورخارجه آذربایجان در این باره می‌گوید: «هر گونه فعالیتی توسط هر شرکت و سازمانی در ناحیه قره‌باغ فاقد پشتوانه قانونی است. فعالیت چنین شرکت‌ها و سازمان‌هایی هم خلاف مقررات بین‌المللی و هم خلاف قوانین داخلی جمهوری آذربایجان است.»  

ادامه مطلب
چهارشنبه 18 فروردین 1395

NAKŞIN, ŞİİRİN VE ŞEMS’İN ŞEHRİ: TEBRİZ

DOĞUNUN GÖRKEMLİ GEÇMİŞİNE, MASALLARIN BAŞKENTİNE DOĞRU BİR YOLCULUĞA ÇIKMA VAKTİ… ŞEMS’İ ARAYAN MEVLANA’NIN GEÇTİĞİ YOLLARI GÖKYÜZÜNDEN İZLEYEREK, TARİHİN VE ZAMANIN AKIŞ YÖNÜNÜN TERSİNE BİR YOLCULUKLA BU KEZ TEBRİZ’E GİDİYORUZ.

naksin-siirin-ve-sems-in-sehri-tebriz-5

Tebriz… İpek yolunun en önemli duraklarından, geçmişin içinde soluk alıp veren bir şehir. İki milyonun üzerindeki nüfusuyla ülkenin en kalabalık şehri değilse de tarih boyunca Ortadoğu’nun en önemli yerleşimlerinden biri olması, İran’da yaşanan her türlü sosyal gelişmenin öncülüğünü yapması dolayısıyla dünü saklayan, bugünü yaşayan, yarını kurgulayan bir şehir. 



HOŞBAHT OLUN 
İran’ın Güney Azerbaycan eyaletinin başkenti olan Tebriz’de Türkçe dışında bir dil kullanma gereksinimi duymadan gezebilirsiniz. İnsanlar Türkçe müzik dinliyor, gençler Türkçe şiirler ve şarkılar söylüyorlar. Tebrizliler birbirlerini öyle ince anlamlı sözlerle selamlıyorlar ki... Bir ticarethaneye giren kişi ‘Yorulmayınız!’ diyor, tacir müşterisini ‘Yaşayasınız’ diye karşılıyor. Alışveriş yaptığınızda ücret almamak için nezaketen direniyorlar. ‘Mihmanım olunuz! Konağımsınız’ diyerek bedelsiz bir şekilde vermeyi teklif ediyorlar. Ayrılırken ‘Elleriniz ağrımasın’ dileğinde bulunanlar, ‘ Sağolun!’ cevabını alıyorlar. Teşekkür ederseniz ‘Bağışlayınız!’ şeklinde karşılık veriyorlar. Tanıştığınız kişiler ‘Hoş baht oldum!’ ifadesi ile gönüllüyorlar sizi. 
naksin-siirin-ve-sems-in-sehri-tebriz-8
TEBRİZ KAPALIÇARŞISI 
Tebriz Kapalıçarşısı, İstanbul’daki benzerinden daha büyük, farklı dönemlerde yapılan eklemelerle genişletilmiş kompleks bir yapı. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış olan çarşı, altın bedesteni, Muzafferiyye adlı Halı bedesteni, ayakkabı çarşısı başta olmak üzere birçok bölümden oluşuyor. Seyyah Marko Polo’nun Çin yolculuğunda uğradığı Kapalıçarşı, seyyahın anlattığı çağlardan izler taşıyan efsunlu bir atmosfere sahip. Kırmızı tuğlalarla nakış nakış işlenmiş çarşının doğu kentlerine has baharat kokulu sokakları gezilesi, görülesi, yaşanası manzaralar saklıyor. 

NAKŞIN ŞEHRİ TEBRİZ 
Geçmişte Tebrizli sanatçılar tarafından çizilen minyatürler bugün ipek halılar üzerine işleniyor. Kimi doğunun görkemli çağlarını, kimi Ortaçağ Avrupa’sını konu eden minyatürler küçük dükkânlar içinde yığılmış durumda alıcı bekliyor. Benzerine başka bir diyarda rastlamanın zor olduğu güzellikteki el işi muhteşem halılar Tebriz’in en önemli ticaret malzemesi. Nakış, sadece halılarda değil… Kimi Safevi, kimi İlhanlı, kimi Akkoyunlular zamanından kalma mimari yapılarda da dünyaca ünlü Acem sanatının ustalığını görürsünüz. Vaktiyle dünyanın en büyük tuğla yapılarından biri olan Ark-ı Tebriz ki Seyyah Evliya Çelebi’miz çevresinin altı bin adım olduğunu, üç yüz kule ve üç yüz bedenden oluştuğunu nakleder, görülmeğe değer bir miras. Ark-ı Tebriz’den günümüze kalan kale kapısı, vaktiyle yapının sahip olduğu ihtişam hakkında fikir vermeye yetiyor. 
naksin-siirin-ve-sems-in-sehri-tebriz-1
GÖK MESCİD 
Tebriz’in bir diğer ünlü mimari eseri Gök Mescid 550 yıllık bir yapıdır ve çinileri ile ünlüdür. Bahçesinde Tebrizli emeklilerin, gençlerin, öğrencilerin, sanat ve fikir adamlarının toplandığı Gök Mescid, lacivert çinileri ve yaldızlı işlemeleriyle saygı uyandıran bir sanat eseri. Tebriz müzelerine gelince… Tebriz Belediye Binası, saat kulesiyle, itfaiye müzesiyle, sergi salonlarıyla ziyaretçisi eksik olmayan bir yer. Şehrin binlerce yıllık birikimini görmek isteyenlerin Tebriz Şehir Müzesi’ne gitmesi gerekiyor. Vaktiyle Kacar Hanedanına mensup veliahtların sarayı olan Kacar Evi ve Meşrutiyet Müzesi de görülüp gezilmesi gereken diğer mekânlardan. Günümüzde kafe olarak hizmet veren yüz elli yıllık Nobar Hamamı, çini minyatürleriyle, otantik süslemeleriyle ziyaretçilerini geçmiş zamana götüren bir başka ziyaret mekânı. 

MAKBERET- ÜŞ ŞUARA 
İran’ın sanat ve kültür duyarlılığının en önemli simgesi Makberet üş Şuara, Tebriz’in hiçbir şeyi olmasa bile onu dünya çapında bir kent kılmaya yetecek kadar anlamlı bir anıt. Dört yüzün üzerinde İranlı şairin gömülü olduğu modern bir yapı niteliğindeki mezarın çevresi İranlı şairlerin resim ve şiirleri ile süslenmiş. İçine girdiğinizde mabetlere has uhrevi bir atmosfere kapılıyorsunuz. Gözlerinizi kapayıp şiir dinleyebileceğiniz, şiiri hissedebileceğiniz, içinde bulunduğunuz anı şiire dönüştürebileceğiniz bir mekân burası. Tıpkı Tebriz’in kendisi gibi… 

NASIL GİDİLİR? 
Türk Hava Yolları, İstanbul'dan Tebriz'e haftanın her günü karşılıklı seferler düzenliyor. Bilgi için: turkishairlines.com 

TEBRİZ REHBERİ 

ABGUŞT’UN TADI
İran mutfağı denince akla gelen Abguşt, etli bir nohut yemeği. Suyuna ekmek parçaları batırılarak çorba yerine tüketiliyor. Nohut, et ve patatesten oluşan yemek ise bir çeşit havanda ezilip yeniliyor. Köfte-i Tebrizi ise pirinç, et ve kırık nohutla hazırlanan bir nevi ekşili köfte. Şir-i mai ve Kızılala adlı balıklarla Hazar havyarının tadına bakmalı. 

OTLU ŞERBET: ŞUVERAN 
Başlıca tatlı çeşitleri, Tebriz tatlısı, acı badem kurabiyesi, bir nevi sert lokum olan noga ve baklava. Falude adı verilen ve nişastadan yapılan bir tür tatlı ise gülsuyu ve dondurma ile birlikte ikram ediliyor. Sıcağın etkisini kırmak için içilen Şuveran otlu şerbet, gerçekten içten içe ferahlık etkisi veren ilginç bir lezzet. 

TEBRİZ’İN PERİ BACALARI 
Tebriz’e 60 kilometre uzaklıktaki Kendovan’da, insanlar kayalara oyulmuş evlerde yaşıyorlar. İki ihtişamlı dağın arasına kurulu bu köyde yaklaşık bin kişi yaşıyor. Kendovan yakınlarındaki Hilever Köyü bir başka ilginç mekân. Yüzün üzerinde yeraltı evinden oluşan bu köy, tamamı hâlâ keşfedilememiş heyecan verici bir yer. 

TEBRİZ’İN ÖLÜMSÜZ SEVGİLİSİ – ŞEHRİYAR 
Makberet üş Şuara’da mezarı bulunan Şehriyar, 1906 – 1988 yılları arasında yaşamış, nakış nakış sözlerden anıtlar inşa etmiş ünlü bir şair. Onun şiirlerinde Azerbaycan yaşıyor, vatan sevgisi, çocukluk özlemi, ölüm karşısındaki acizlik, ana baba sevgisi, kulağımızdan gönlümüze doluyor. 

TEBRİZLİ BİR TANIDIK: ŞEMS 
Mevlana’nın gönlündeki aşk çerağını yakan Şems’i Tebrizliler tanıyor ve mezarının Tebriz’de olduğunu iddia ediyorlar. Dolayısıyla bu büyük gönül adamının yurduna Mevlana’dan selam getirmek Türkiyeli ziyaretçilerin görevi...

naksin-siirin-ve-sems-in-sehri-tebriz-7

ادامه مطلب
پنجشنبه 5 فروردین 1395